“Damsız girilmez” deyimi “Bir eğlence merkezine girerken yanında kız arkadaşın olmadan içeri giremezsin” anlamına geliyor. “Dam” kelimesi Fransızca’dan dilimize girmiştir. Dam, “Dans esnasında erkeğe eşlik eden kadın, dansta kavalyenin eşi” anlamına geliyor. Türkiye’de pek çok eğlence merkezinde, tatil köylerinde ve otellerde “Damsız girilmez” ibaresi yer alıyor. Özellikle kadınların bu tür mekanlarda rahatsız edilmesinin önüne geçmek amacıyla yıllardır uygulanan bu yasak yargıya taşındı. Yargı da, kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasını sağlayan uygulamaya vize verdi.
KADINLARDAN GİRİŞ ÜCRETİ ALINMAMASINA “EŞİTSİZLİK” İDDİASI
Habertürk’ten Yasemin Güneri’nin haberine göre; Davaya konu olay Ankara’da yaşandı. Ankara Barosu tarafından 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesin “Kaybedenler Kulübü” adlı eğlence mekanında “Avukatlar partisi” düzenlendi. Partiyi organize edenler kadınlardan ücret alınmayacağını duyurdu. Partiye tek erkeklerin de alınmayacağı açıklandı. Bu duruma itiraz eden bir katılımcı Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu Başkanlığı’na başvurdu. Kurum da, işletmenin “Damsız girilmez” uygulamasının “eşitlik” ilkesine aykırı olduğuna karar verdi. İşletme, bu karara itiraz ederek, Ankara 9. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Açılan davada, Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu Başkanlığı’nın verdiği kararın iptali istendi.
EŞİTLİK KURUMU CİNSİYET AYRIMCILIĞI SAYDI
Davanın reddini isteyen Eşitlik Kurumu Başkanlığı; işletmenin kadınlar ve erkekleri farklı muameleye tabi tuttuğunu, kadınlardan ücret alınmadığını, tek kadınların partiye katılmaktan diskalifiye edilmemesine karşın, tek erkeklerin partiye katılmaktan diskalifiye edildiği, bu diskalifiye ve dışlanmanın tamamen kişilerin cinsiyetine bağlı olarak yapıldığı, yapılan bu uygulamayı haklı kılacak herhangi bir somut veriye rastlanmadığı, kadın ve erkeklerin eğlence mekanına girişte farklı muameleye tabi tutulmasının kadınlar lehine yapılmış bir pozitif ayrımcılık olarak değerlendirilmesine hukuki olanak bulunmadığını iddia etti.
MAHKEME, EŞİTLİĞE AYKIRI BULDU
Ankara 9. İdare Mahkemesi de, uygulamanın doğuştan belirli bir cinsiyete sahip olan insanların sırf cinsiyeti sebebiyle farklı muameleye tabi tutulması sonucunu doğuracağını belirtti. İdare mahkemesi, şirketin müşteriler arasında cinsiyet temelinde doğrudan ayrımcılık yaptığını kaydederek, işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
İSTİNAFA TAŞINDI
İşletme de yerel idare mahkemesinin bu kararını istinafa taşıdı. Ankara Bölge İdare Mahkemesi, tarihi bir karara imza atarak İdare Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline oybirliğiyle karar verdi. Kesin hüküm taşıyan karara göre, işletmeler “Damsız girilmez” uygulamasına devam edebilecek. Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin verdiği kararda gerekçeler şöyle sıralandı: “Kadın müşterilerden ücret alınmaması toplumsal farkındalığı ve duyarlılığı artırmak amacı taşıdığı için uygulamanın nesnel ve makul bir gerekçe ile haklılaştırıldığı, bu uygulamanın haftanın sadece bir günü ile sınırlı olduğu, bu günlerde erkek müşterilerin ödediği giriş ücretinde herhangi bir artış yapılmadığı ve ödenen giriş ücretinin fahiş bir tutarda olmadığı, ulaşılmak istenen amaç ile muamele arasında makul bir denge olduğu ve muamelenin orantılı olduğu ve ayrımcılık yasağının ihlal edilmediği belirlenmiştir.
KARARLA KADINLARA POZİTİF AYRIMCILIK YAPILMASININ ÖNÜ AÇILDI
Muhatap işletmenin işletmeye tek başına gelen erkeklerin kadın müşterileri rahatsız edeceği ön yargısı ile hareket ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca, eşsiz almama kuralını getirerek işletmeye gelen kadınların rahatını sağlamayı amaçladığı da belirlenmiştir. Ancak eğlence yerine eşsiz gelen her erkeğin kadın müşterilere yönelik olumsuz davranışlarda bulunacağı ve onları rahatsız edeceği şeklinde bir varsayımla kalıp yargı oluşturularak ön yargılı davranılmasının objektif bir temelden yoksun olduğu da ortadadır.”
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi’nin verdiği kararda kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasının da önünü açtı. Daire’nin verdiği tarihi kararda ülke koşullarına da atıfta bulunularak, “Ülkelerin gelişim ve değişimine bağlı olarak insanlara tanınan hak ve özgürlüklerin sınırları da değişim ve gelişim göstermektedir” denildi.